Şampiyonlar Ligi'nde gariban Lisbon'a acımayıp ilk maçta 7 gol, ikinci maçta 5 gol atan Bayern Munich, hafta içi Barcelona'da madara oldu. Barcelona'nın bi ortada sıçan oynamadığı kaldı sahada.
İddia ediyorum biz bu halimizle çıksak daha iyi oynardık. Bu maç Bayern'e ders olsun bir daha öyle gariban takımlara abaza gibi gol atmasın.
Lahm gibi kalitesiz oyuncular ve Ribery gibi freaklerle, Bayern bunu çoktan hak etmişti.
daha önce rastlamamıştım bu fotoğrafa. hoşuma gitti. taraftarları kavgalı iki kulübün yönetimlerinden zeytin dalı uzatan olmamıştı şimdiye dek. hatta yanlış hatırlamıyorsan geçen sezon olması lazım demirören ve yönetim kurulu üyeleri beşiktaş taraftarının bursa'ya alınmamasını protesto amacıyla maçı deplasman tribününden izlemişti. fotoğraf futbolizma'dan.
beşiktaş kazandı, bombayı ali sami yen'e gönderdi. acaba kimde patlayacak? denizli maçı en rahat izleyecek isim olacaktır muhtemelen.
iki takım için de bırakın kaybetmeyi beraberliğin bile yarıştan kopmak olacağı derbiye az kaldı. malesef uzun yıllardır ilk kez " yüz yılın derbisi" izleyemeyeceğiz. o kadar umutsuzum ki oynanacak futboldan, pazar gününü heyecanlı kılacak tek şey erken bir gol bile değil muhtemelen erken gelecek bir kırmızı kart olacak.
hayatımda ilk kez galatasaray'ın kaybetmesini istiyorum. hem de fenerbahçe'ye... geçen sezon son 6 haftada gelen şampiyonluk takımı yıllarca geriye götürdü. artık hem parasız hem de teknik direktörsüz şampiyon olunabiliyordu.
artık adnanlar floryanın tek hakimi olmuş, kafalarına göre at koşturuyorlardı. skibbe dayanamadı gitti. kalan maçlara bakıp 3 puanı kesin alırız diyebileceğim bir takım bile yok. umarım bülent ve yönetim gidene kadar her maç kaybedilir, sıfırdan bir başlangıç yapılır. madem ki bu iş skora göre yapılıyor, her mağlubiyetin ardından kazanan galatasaray olur.
utana sıkıla girdiğim bir post olacak bu. sanırım blog'un amatör branş sorumlusu hafız'ın yazması daha uygun olurdu bunu. bu kupayı yazmak hakkını görmüyorum aslında kendimde. sorsan kaç maçlarını izledin salonda diye verecek cevabım yok. iki sene istinye'de, ayhan şahank'e 10 dakika mesafede yaşamama rağmen. her şey bir kenara 100. yılda küme düşen bir takımı, bugün burada görmek tabi ki gurur verici(geçen sene ki eurocup 3.lüğünü de anmak gerekir). oynayan, oynamayan herkesi tebrik etmek gerekir. bize bu mutluluğu hatırlattıkları için.
adriano bir süre futbola ara verdiğini açıklamış. sevgilisi terk ettiği için bir süredir depresyondaydı. enteresan bir karar. henüz 27 yaşında ama geri dönüşü olsa da ara verdikten sonra asla eskisi gibi olacağını sanmıyorum. böyle bir yetenek gözümüzün önünde eridi gitti resmen
Yarın sabah derse giriyorum sonra bitirme görüşmesi var. Arkasından tekrar ders ardından Kocaeli'ne gitmeyi düşünüyorum.
Beşiktaşımın bu maçı alıp kenara çekilmesini bekliyorum. Böylece rahat bir hafta sonu geçirmiş oluruz. Takımda Nobre ve Delgado'nun durumları yarın kesinleşecekmiş. Bobo'dan artık bir patlama bekliyor Beşiktaş taraftarı. Geçen hafta kaçırdıklarını bu hafta aratmaz umarım.
Kocaeli deplasmanına gidiyorsak Hodri Meydan'dan bahsetmeden olmaz. Eminim ki çok farklı hazırlanmışlardır maça. Ne de olsa uzun süre sonra şehre Beşiktaş geliyor. Takımımı desteklerken bir kulağım da onlarda olacak. Haydi rastgele...
Bloga ilk yazıyı daha futbola dair bir konuda yazmak isterdim ama kısmet böyleymiş. Blog yazarlarımızdan Boğazın Yargıçlarının askere gideceği bir çoğumuzca biliniyor. Ama uzun süredir nereye gideceği, dönüp dönmeyeceği(Şaka tabiki) hatta döndükten sonra bize nasıl sıkıntılar yaşatacağı konusunda belirsizlik devam ediyordu.
Sorumlu gazeteciliğin gereği yapıyor ve herkesten hatta yazarımızın ailesinden önce bu belirsizliklerden en azından birini ortadan kaldırıyor olmanın haklı gururunu yaşıyorum.
Kardeşimiz, ömür törpümüz sayın admin ve blog arkadaşımız Kırşehir İl Jandarma bilmemnesinde (Askeri terimlerle aram olmadığı için bilmemne tabirini kulladığım için silahlı kuvvetler mensuplarından özür dilerim) kısa dönem er ve de erbaş olarak askerlik vazifesini yerine getirecektir.
Bu haberin, kardeşimizin güneydoğuda vatani vazifesini tamamlamasını isteyen arkadaşlarımızı üzeceği, kardeşimizin tek parça halinde geri dönmesini bekleyenleri sevindireceği aşikar.
Sınav ve muayene anılarını günlerce anlatan arkadaşımızın, askerlik dönüşü ne kadar kafa ütüleceğini düşünerek uykularımız kaçsa da, herşeye rağmen onu en kısa sürede aramızda görmek istiyoruz.
2 gün sonra teslim olacak kardeşimizie hayırlı teskereler diler, dayak dolu bir askerlik süreci temenni ederim. (Askerde de adam olmazsa artık iflah olmaz çünkü)
kral solomon döndü. hele bir de bu sene yaşadığımız guard sorununu düşününce ilaç gibi transfer. bu transfer bana göre bir anlamda tanjevic'e de yol verecek olmanın sinyalleri... güzel şeyler olacak gibi duruyor bu yaz erkek basketbolda. kongre işlerine dalıp transferi geçe bırakmaz inşallah yönetim.
şampiyonluk için umutları tazeledik bakalım. hayırlısı.
galatasaray'ın dean sounders transferinin üzerine klasik "transferde büyüklerin sidik yarışı" felsefesi ile apar topar, çok büyük ihtimalle adam gibi araştırıp soruşturmadan aston villa'dan alınmıştı dalian atkinson. fena da oynamadı türkiye'de, 24 maçta 10 gol attı ama muhtemelen kimse kadıköy'de galatasaray'a attığı 3 gol dışındakileri hatırlamıyordur. o dönemler bursa'da ikamet ettiğimizden tribünde yerimizi alamamıştık. ercan taner'in o muhteşem heyecanlı anlatımıyla izledik derbiyi. "arapası atkinson" sözlerinin literatüre girdiği maç o maçtır herhalde.
bizde oynadığı dönemde de kilo problemleri vardı ama bakıyorum topu bırakınca iyice salmışsın dalian. yemeği kıs biraz. öğün aralarını meyveyle geçirmeye çalış. üç beyazdan uzak dur.
oğlum hisli adamım lan ben duygulandım bak yine şimdi. hey gidi günler.
Bizim derbilerde de bunları görmek istiyoruz. Ama nerde? Hele bunun Telegol formatında olduğunu... Off düşünemiyorum bile... Ki bizim PES karşılaşmalarımız da bile daha çirkin görüntülerin oluştuğunu düşünürsek...Off tamam...Ama duramıyorum... Haftasonu için mesala Aziz Üstel-Ömer Çavuşoğlu ikilisi...Çirkinliğe gel...Tamam hadi videoları izleyin...
Ayrıca bi maçta üç penaltı kaçırdı diye Milli Takım'a tekrar çağırılmaması büyük bir ayıp. Arjantin de artık penaltının lafını edecekse, San Marino bıraksın futbolu. Ortega'nın oynadığı takımda şu adam nasıl olmadı yıllarca akıl almıyor.
beşiktaşlı olmadığımı blog ekibi yakından bilir. ancak cumartesi günü beşiktaş'ta kısa bir süre de olsa gördüklerim gayet güzeldi.
ne olurdu binlerce taraftar otobüse eşlik etse?
şampiyonluğa inanmış taraftar grubu, ellerinde meşaleler, biralar ile hem eğleniyorlar hem de takımılarını destekliyorlardı. gördüğüm kadarıyla da her hangi bir taşkınlık yapmadan.
polis haftasında her sene mecidiyeköy'den taksim'e kadar "yolu kapatıp" yürüyüş yapan, obama için istanbul'u karantina altına alan emniyet güçleri, 1 mayıs'ta güya "ekonomik" sebeplerle taksimi halka kapatmaya uygun görmüştü. şimdi görüyoruz ki beşiktaş taraftarının gösterisini de yolu kapatıyorlar gerekçesiyle biber gazı ve su eşliğinde dağıtmayı uygun görmüş. hem de arkalarında onlarca yaralı bırakarak.
bırakın insanlar eğlensin. bırakın insanlar istediğini söylesin? iki polisin koluna girip götürdüğü bir taraftarın suratına tekme atmak için nasıl bir ruh halinde olmak lazım acaba? gaz bombaları stoklarını eritme mevsimi geldi galiba. ne kaldı ki 1 mayıs'a. burda taraftara, 1 mayıs'ta emekçilere. sahi siz kimi kimden koruyorsunuz?
Polis Haftasıymış bu hafta. Bu haftanın kutlamalarına gayet iyi başladılar diyebiliriz. Tatmin olduklarına eminim diyebilirim.
Gün Abbasağa’da başladı. Abbasağa dağıldı, biraz daha orada takıldık. Barbaros’un üzerinde takımı beklemeye başladık. Takımın geldiğini Yıldız’dan yükselen duman bulutundan anlamıştık. Yerimizi aldık. O an anladım olayların çıkacağını. Polis’in sert tavrını anlamak bugün değildi. Aşağıya doğru yürümeye başladık. Kazanın çok kalabalık olduğunu duyduk ve çarşının içinden şairlere yollandık. Kötü haber tez gelir ya aynen öyle oldu.
Unutulmayacak bir gün yaşadık. Sevgisiyle, çoşkusuyla, sefaletiyle ve eziyetiyle. Eziyet edenler bizi hiç sevmediler, sevmeyeceklerde. Ama biz onlardan sadece bizimde insan olduğumuzu unutmamalarını istiyoruz.
Cem Abi, senin gibilerin bu tribünde olması bize daha çok güç veriyor. Beşiktaş’ın neden Beşiktaş, Çarşı’nın neden Çarşı olduğunu bize bir kez daha hatırlattın abi. Sene başında sizsiz olmayacağını söylemiştik, nasıl olurdu halimiz hiç düşündün mü abi?
daha önce rastlamamıştım bu fotoğrafa. hoşuma gitti. taraftarları kavgalı iki kulübün yönetimlerinden zeytin dalı uzatan olmamıştı şimdiye dek. hatta yanlış hatırlamıyorsan geçen sezon olması lazım demirören ve yönetim kurulu üyeleri beşiktaş taraftarının bursa'ya alınmamasını protesto amacıyla maçı deplasman tribününden izlemişti. fotoğraf futbolizma'dan.
artık adnanlar floryanın tek hakimi olmuş, kafalarına göre at koşturuyorlardı. skibbe dayanamadı gitti.
utana sıkıla girdiğim bir post olacak bu.
her şey bir kenara 100. yılda küme düşen bir takımı, bugün burada görmek tabi ki gurur verici(geçen sene ki eurocup 3.lüğünü de anmak gerekir).
adriano bir süre futbola ara verdiğini açıklamış. sevgilisi terk ettiği için bir süredir depresyondaydı. enteresan bir karar. henüz 27 yaşında ama geri dönüşü olsa da ara verdikten sonra asla eskisi gibi olacağını sanmıyorum. böyle bir yetenek gözümüzün önünde eridi gitti resmen
Yarın sabah derse giriyorum sonra bitirme görüşmesi var. Arkasından tekrar ders ardından Kocaeli'ne gitmeyi düşünüyorum.
Bloga ilk yazıyı daha futbola dair bir konuda yazmak isterdim ama kısmet böyleymiş. Blog yazarlarımızdan Boğazın Yargıçlarının askere gideceği bir çoğumuzca biliniyor. Ama uzun süredir nereye gideceği, dönüp dönmeyeceği(Şaka tabiki) hatta döndükten sonra bize nasıl sıkıntılar yaşatacağı konusunda belirsizlik devam ediyordu.
gel de yorum yapma
kral solomon döndü. hele bir de bu sene yaşadığımız guard sorununu düşününce ilaç gibi transfer. bu transfer bana göre bir anlamda tanjevic'e de yol verecek olmanın sinyalleri... güzel şeyler olacak gibi duruyor bu yaz erkek basketbolda. kongre işlerine dalıp transferi geçe bırakmaz inşallah yönetim.
galatasaray'ın dean sounders transferinin üzerine klasik "transferde büyüklerin sidik yarışı" felsefesi ile apar topar, çok büyük ihtimalle adam gibi araştırıp soruşturmadan aston villa'dan alınmıştı dalian atkinson. fena da oynamadı türkiye'de, 24 maçta 10 gol attı ama muhtemelen kimse kadıköy'de galatasaray'a attığı 3 gol dışındakileri hatırlamıyordur. o dönemler bursa'da ikamet ettiğimizden tribünde yerimizi alamamıştık. ercan taner'in o muhteşem heyecanlı anlatımıyla izledik derbiyi. "arapası atkinson" sözlerinin literatüre girdiği maç o maçtır herhalde.
Polis Haftasıymış bu hafta. Bu haftanın kutlamalarına gayet iyi başladılar diyebiliriz. Tatmin olduklarına eminim diyebilirim.
Cem Abi, senin gibilerin bu tribünde olması bize daha çok güç veriyor. Beşiktaş’ın neden Beşiktaş, Çarşı’nın neden Çarşı olduğunu bize bir kez daha hatırlattın abi. Sene başında sizsiz olmayacağını söylemiştik, nasıl olurdu halimiz hiç düşündün mü abi?
Tony Cascarino..
Kayıtlar
