cayicen135

Bizim için çayın da futbolun da demlisi makbuldür

majid mususi


dönem türkiye'sinde transferler ya tutarsa misali yapıldığından iz bırakan futbolculara yakın geçmişe kıyasla rastlamak daha zordur. 1995 yılında afrikalı futbolcuların avrupa'daki ilk durağı olan fransa'nın rennes takımından bursaspor'a gelen mususi hakkında da kimsenin bir adam akıllı bir bilgisi yoktu türkiye'de. bursaspor'la olan manevi bağım hiç bir zaman "memleketimin takımı"ndan öteye pek geçmemiştir ama mususi'nin özel bir yeri vardır bende.

94-95 sezonunda inter-toto kupasında grupta wimbledon'u ingiltere'de 4'leyen, gruptan lider çıkan bursaspor kimsenin beklemediği bir şekilde finale kadar yükselmişti. bu başarıda en büyük pay dönemin müthiş triosu ercüment-baliç-mususi'nindi. bu üçlü beşiktaş'ın metin-ali-feyyaz'ı, fenerbahçe'nin oğuz-aykut-rıdvan'ı galatasaray'ın hagi-hakan şükür-arif'i kadar rakip için tehlike arz eden uyumu çok kısa sürede yakalamıştı. inter-toto kupasındaki final sadece bursaspor'un tarihindeki en büyük başarı olmakla kalmayıp, külüp adına çok daha fazlasını ifade eden bir maç olmuştu. tarnat'lı, knup'lu karslruhe'ye penaltılarla elenen bursaspor'da maç sonunda akıllarda malubiyetin hüznünün yanı sıra takımının üçüncü golünü atan mususi'nin gol sevinci de kalmıştı. golün ardından arkadaşlarıyla timsah yürüyüşünü yapan mususi yıllardır yeşil inciler olarak anılan takımın lakabının değişeceğini tahmin etmezdi herhalde. bu sevinçle beraber bursaspor "yeşil timsahlar" olarak anılmaya başlandı. bursaspor ligde büyüklerin belalısı statüsünden öte bir başarıya ulaşamasa da mususi o sezon 15 gol atıp taraftarın gönlündeki yerini iyice sağlama almıştı. ne olduysa bir sonraki sezon oldu. takımın başına gordon milne'in gelmesi mususi'nin -yıllardır bir anlam veremediğim- artılı yabancı sistemine takılması demek oldu. yine de kenardan gelip 7 gol attı o sezon. mususi'nin sonraki sezonki durağı çanakkale dardanelspor'du. 3 sene de dardanelspor'da forma giyen mususi daha sonra ülkesine geri döndü. bir süre uzak doğu'da futbol oynadıktan sonra futbolu bıraktı.

saha içinde yaptıklarının yanı sıra renkli kişiliği de hep ön plandaydı mususi'nin. amiyane tabirle karıya kıza düşkün, alemci bir adamdı. ülkesinde tecavüz iddiasıyla yargılanmış, beraat ettikten sonra bursaspor'un sezon öncesi kampına geç katılmıştı. şimdilerde oynuyor olsaydı spor yorumcuları tarafından çok rahat topun ağzına koyulurdu.

2005 senesinde aids'e yenik düşüp aramızdan ayrıldı. nur içinde yatsın.

"mususi, mususi, göster ona sosisi"


1 yorum:

japon dedi ki...

kesin uzakdoğuda kaptı bu çocuk hastalığı
tebrik ederim hafız, süper dosya hazırlamışsın

İzleyiciler