cayicen135

Bizim için çayın da futbolun da demlisi makbuldür

bu takım bitmiş oğlum

dün akşam maç sonucunun sorduğum kardeşimin bana verdiği cevaptır "bu takım bitmiş oğlum".
yönetim and içmiş sanki takımı bozmaya, işleyen düzene çomak sokmaya. sezon başından beri kariyeri yetersiz, galatasaray'ı taşıyamıyor denilen skibbe ayrıldığından beri sanki gizli bir el yerle bir ediyor galatasaray'ı.
olayların seyirciye yansıması, meira'ya, zenit'ten gelen teklifle başladı. transfere haklı olarak karşı çıkan skibbe, apar topar gönderildi. takımda sezon başında 4 stoper varken, emre güngör ve servet'in sakatlıkları stoper mevkisinde rotasyonu imkansız hale getirdi. ancak yönetim 100 milyon €'luk takımı, 2 milyon € kar için resmen sabote etti. hem de sezonun en kritik maçından önce. hem skibbe gönderildi, hem de meira.
skibbe'nin yerine getirilen isim ise emaneten "efsane kaptan, cesur yürek" bülent korkmaz oldu. ne olsuysa o günden itibaren oldu. ligin en çok atan, en etkili forvet hattı "baros, lincoln, arda, kewell" son 7 resmi maçta sadece konyaspor maçında ilk 11de sahaya çıktı ve lincoln dışındakiler oyundan alındı.
teker teker maçlara bakacak olursak:
1- bordeaux maçında skor 3-1 olmuşken oyuna bir orta saha oyuncusu almayan, takımın yorulduğu ekranlardan bile belliyken müdahale edemeyen bülent korkmaz'ı o maçta "duran topların saçma ismi" sabri'nin son dakika golü kurtardı.
2- konyaspor maçı ile ilgili bir şey hatırlayan varsa bana da anlatsın. arda'nın topu kovalaması, defansın ve jeferson'un hatası ile gelen saçma bir gol, hiç bir şey olmayan maçta galibiyeti getirdi. bu maçta dikkat çeken başka bir şey de galatasaray orta sahasının pas verecek hali olmamasıydı. biz bunu o günlerde bordeaux maçının yorgunluğuna bağlamıştık.
3- bursaspor maçında ise akıllarda kalcak olan "funny football goals" kıvamındaki ikinci gol ve baros'un kafasını kaleye yönlendiren defans oyuncusu. son dakikada bursaspor'un verilmeyen penaltısını da es geçmemek lazım.
demek ki hakemler hep galatasaray aleyhine hata yapmıyorlarmış.
4- hamburger sv maçı klasik bir galatasaray'ın avrupa maçı havasındaydı. skibbe'den sonra meira'nın gidişiyle tüm camia rahatlamıştı. ne de olsa "genç semih" vardı. ama bülent sahaya hakan balta'yı stoper mevkisinde başlattı. kendisine yıllar önce verilen şansı, semih kaya'ya vermedi.
ikini yarıya iyi başlayan hamburg gol için geliyordu ve golü de erken buldu. sonrasında oyundan atılan emre, kenerda bekleyen semih, stoper'e kayan kewell çöken sağ kanat, acı, keder, ızdırap ve kurtarılan bir beraberlik.
bülent yine yapamamıştı hamlelerini.
5- trabzon'a yorgun giden galatasaray ilk golü yemesine rağmen öne geçti. ancak skibbe döneminden eser yoktu takımda. takım yoruluyor oyundan düşüyor, bülent korkmaz müdahale etmiyor. o ana kadar orta sahanın en iyi ismi mehmet güven oyundan çıkıyor, kanka kontenjanından hasan şaş oyuna dahil oluyor. bağıra bağıra beraberlik golü geliyor takım zaten zorda olan şampiyonluk yarışının dışında kalıyor.
hamburg maçında oyundan çıkarken "hoca neden ben?" diyen lincoln yedek kalıyor, oyuna dahil olmuyor. bülent korkmaz ligin ilk devresinde takımı sırtlayan lincoln'e sırtını dönüyor, ona yeni yetme muamelesi yapıyor ve elleriyle puanları hediye ediyor.
6- gelelim uefa rövanş maçına. hamburg karşısında kewell yine stoperde başladı maça. penaltıdan golünü de attı. baroş'un golü sonrası gerekli değişiklikleri her zaman olduğu gibi yine yapmayan korkmaz turu hamburg'un ellerine teslim etti. skor 2-2 iken lincoln'u oyundan alan korkmaz orta saha ile forvet'in bağlantısını da kesmiş oldu. hasan şaş değişikliği ile bizimle resmen dalga geçen "büyük kaptan", eski arkadaşı 25bin kişi tarafından ıslıklanırken neler düşünüyordu acaba. uefa hayalleri başka bahara kaldı. sanki bülent o kupayı kaldırak tek isim olarak kalmayı istiyor gibiydi.
7- eskişehirspor maçının sadece özetlerini izleyebildim. ancak görünen o ki galatasaray evinde bile rakip eksik kalmışken, maçı alabilecek durumda değil. tüm rakiplerin puan kaybettiği haftada, kazanıp yeniden yarışa dahil olma fırsatı varken keweel- mehmet güven değişikliğini neden yaptığını umarım açıklayabilir bize. özetlerde görünen o ki eşkişehir'in golünden sonra pozisyonu yok galatasaray'ın. yazık...

yaklaşık 20 yıldır teknik ekipte görev alan skibbe, stajyer denilerek afaroz edilirken, bir sezonda 3 takımdan kovulma başarısı gösteren bülent korkmaz'a tanınan bu şans fazla değil mi?
7 maç yeterli değil mi? 20 yılda efsane olduğu takımda, 7 maçta kendisini hakkında bu denli soru işaretleri oluşmasını sağlayan bülent korkmaz bundan sonra ne yapacak acaba.
takım pres yapamıyor, pas veremiyor, ne yapayacağını bilmez halde ortalıkta geziniyor.
antremanda "hoca" diye bağırdığı için alpaslan'ı basının önünde azarlayan, lincoln'ü medyanın önüne yem olarak atan disiplin abidesi bülent korkmaz, sabri'nin hakemlere tüm maç itiraz etmesine ses çıkarmıyor.
acaba kim "skib bıraktı" ?

ayrıca küçük hakan ve sergen'e değinmeden olmaz. gökten taş yağsa skibbe'den bilen bu ikili, bu süreçte henüz Korkmaz hakkında olumsuz bir yorumda bulunmuş değiller. tüm fatura olduğu gibi lincoln'e kesildi yine.

0 yorum:

İzleyiciler